HEKİM İLE HASTA ARASINDAKİ HUKUKİ İLİŞKİ
VEKİLLİK SÖZLEŞMESİ
HEKİMİN ÖZEN YÜKÜMLÜLÜĞÜ

Yargıtay hastanın söz konusu tedavisi için hekim ile arasında oluşan hukuki ilişkinin vekil sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine ve tedavinin özenle yürütülmemesi durumunda oluşacak zarardan da sorumlu olacağına karar verdi.

İlgili karar şu şekildedir; Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır. (TBK 502/506) Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki iş gören vekil özenle davranma zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur (BK 321/1 md)(TBK 400). O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafifte olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir.

Vekil, hastanın zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumunun gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir şekilde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmaları yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve en emin yol seçilmek gerekir. Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir iş gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahiptir. Gereken özen görevini göstermeyen vekil, BK 394/1(TBK 510) maddesi hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. (Yargıtay 13. H.D., 27/03/2019 T., 2016/7079 E., 2019/74053 K.)

Kaynak: www.corpus.com.tr